29 Ağustos 2013 Perşembe

Julie Garwood - Fidye

Sır ile başlayan seri, New York Times'ın çok satan kitaplar listesindeki Fidye ile devam ediyor. 

Gillian, yakışıklı birer İskoç beyi olan Ramsey Sinclair ve  Brodick Buchanan'ın yardımıyla geçmişini aydınlatabileceğini keşfeder. Genç kadın, bu iki İskoç beyinin cesaret ve kurnazlığı, yeni tanıştığı Bridgit'in de arkadaşlığı sayesinde, ailesini dağıtıp babasının adını kötüye çıkarmış olan vicdansız Baron Alford ile sıkı bir mücadeleye girişir.

Fakat Sinclair ve Buchanan gibi iki güçlü savaşçıyı yanlarında bulan Gillian ve Bridgit, ihtirasın güçlü bir silah olabileceğini, tek bir ihanetin bile tüm güveni ortadan kaldırabileceğini ve en büyük riskin teslim olmak - özellikle de beklenmedik bir aşkın uyandırdığı güçlü hislere teslimiyet - olduğunu fark ederler.


 Eğlenceli, romantik, komik, ince planlı ve harika duygu tanımlamasıyla bir Julie Garwood romanı. 


"Büyüleyici bir hikaye... Tutku, sadakat, arkadaşlık, ve gizem böylesine gerçekçi karakterlerle ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi."
{Romantic Times}

"Harika... Fidye'de şüphe, tutku, özlem ve neşe bir arada."
{All About Romanca}

"Katıksız bir ziyafet... Gerçek anlamda unutulmayacak bir aşk hikayesi."
{Rendezvous}

"Julie Garwood, aşk romanlarının en önemli tanınmış isimlerinden biri haline geldi."
{People}

"Aşkın, yüreklere yıldırım hızında düşmesi beklenmedik bir şeydi. Gillian Ramsey'in diyarına doğru at sürerken ki zaman diliminin çoğunu Brodick'i düşünmekle ve Brodick'in nasıl olup da bu denli kısa bir sürede kalbini çalmayı başardığını merak etmekle geçirdi. Adam, Gillian'ın aklını başından almıştı neredeyse. Gillian Brodick'in kusurlarından çoğunun pekala farkındaydı ama aynı zamanda onu seviyordu ve böyle bir şey nasıl mümkün oluyordu? Aşkın, emekle beslenmesi gerekirdi. Gerçekleşmesi aylarca süren flört edişin ve bazen yıllar alan farkındalığın ardından söz konusu olabilirdi. Aşk, yüreklere yıldırım hızında düşmezdi."
{sf: 292}



{Balköpüğü Tasarım & Apolena'dan Hediye}

Balköpüğü Tasarım, Apolena işbirliği ile bu cicileri hediye veriyor.
Son katılım günü 20 Eylül 2013.
Katılmak için tık tık...




Araba Lastiğinden Sehpaya


Şurada gördüm.



28 Ağustos 2013 Çarşamba

Bahçede Çardak Keyfi


{♥}




Pet Bardaktan Işıklandırmaya

Yapılışı zor olmayan, özel günlerde ortama farklılık katacak bir DIY projesi.





27 Ağustos 2013 Salı

Elizabeth {1998}

 

























Yönetmen: Shekhar Kapur
Yapım: 1998
Tür: Dram, Biyografi, Tarihi
Konusu:
1554 senesi... Hiçbir yasal düzeni kalmayan, bitik haldeki Büyük Britanya, hükmetmeyi başaramayan Kraliçe Mary'yi artık neredeyse tanımamaktadır. Dini güçlerin kontrolü altında tutulan krallık, halk ile hiçbir şekilde anlaşamamaktadır. Ekonomisi bir enkaz olan ülkenin aç ve öfkeli halkı, dünyada bir günün daha nasıl geçeceğinden şüphelidir. Kraliçe'nin ölümü ile ortaya çıkan yeni Kraliçe ise, ülkenin karanlık günlerini yeniden aydınlığa boğmaya hazırlanmaktadır. Kraliçe Elizabeth, hükmetmek için yükselmektedir. 


Türkçe dublajlı olarak izlediğim (ne yazık ki) filmi eğer fırsatınız varsa Türkçe altyazılı olarak izlemeniz.
Film Elizabeth'in yani Bakire Kraliçe'nin tahta geçişini ve ülkeyi yönetişinin ilk yıllarını konu alıyor.
İzlemeniz tavsiye edilir.
Bundan sonra "Elizabeth: Altın Çağ"'ı izlemeyi düşünüyorum.
Kendimi tarihi filmlere vermiş bulunmaktayım sevgili blog...





{Bisküvili Prenses Tatlısı}

Aslında bu çocukluğumun bisküvili puding tatlısı :) 
Ama gel gör ki bir televizyon programında bu tatlının aslında prenses tatlısı olduğunu öğrendim.

Malzemeler:
*1 paket kakaolu puding (ben 2 paket kullandım çok olsun diye)
*3 su bardağı süt (ben 2 paket kakaolu puding kullandığım için 1 litre süt kullandım)
*2-3 paket petibör bisküvi
*çikolata

Yapılışı:
Bir tabağa biraz süt ayırıyoruz. Pudingi  süt ile karıştırarak hazırlıyoruz. Sonra borcama ya da uygun bir kaba bisküvileri ayırdığımız süte arkalı önlü batırarak diziyoruz. Kaba dizdiğimiz ilk sıra bisküvilerin üzerine pudingimizden döküyoruz. Sonra tekrar bisküvi, sonra puding... Bu işlemi istediğiniz kadar devam ettiriyoruz. En üstte puding olacak şekilde katımızı bitiriyoruz. Daha sonra üzerine bisküvi ve çikolatayı rendeleyip süslüyoruz.

{Bon Appetite!}



Duygusal Bir Kadın: Meryem Uzerli



"AA: Almanya'da yaşamakla Türkiye'de yaşamak arasında ne fark varmış?
MU: Burası benim evim. Arkadaşlarım, ailem... Bu şehrin sokaklarını avucumun içi gibi biliyorum, kendimi iyi hissediyorum. Burada ünlü değilim, herhangi biriyim. Bunun da rahatlığı var. Star da değilim. Özgür, 31 yaşında, 6 ay sonra anne olacak bir kadınım..."


Devamını yazmıyorum...
Muhtemelen çoğunuz Ayşe Arman'ın Meryem Uzerli ile yaptığı röportajı okumuşsunuzdur.
Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bana oldukça içten geldi.
Zaten Meryem Uzerli'yi sempatik, içten ve duygusal bulurdum.
Hala röportajı okumayanınız varsa kısa önyazısına ve asıl röportaja tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Fotoğraflar: Cem TALU



26 Ağustos 2013 Pazartesi

{Nimo Stylo & Apolena'dan Hediye}

Nimo Stylo ile Apolena'dan harika bir hediye.
Katılmak için tık tık...
Son katılım 15 Eylül 2013.



25 Ağustos 2013 Pazar

Fatna Farkh








Fatna Farkh'ın kaftan koleksiyou için tık tık...




Leyla The Band - Yokluğunda



Günün şarkısı...
{♥}




24 Ağustos 2013 Cumartesi

{Seyhan'dan Kitap Çekilişi}

Kitapseverlerin çok sevineceği bir çekiliş bu. 
Seyhan bu güzel kitabı hediye ediyor.
Katılmak için tık tık...



22 Ağustos 2013 Perşembe

The Duchess {Düşes}



Yönetmen: Saul Dibb
Yapım: 2008
Tür: Dram, Biyografik, Romantik
Konusu:
18.yy İngiliz aristokratlarından Devonshire Düşesi Georgiana Cavendish hakkaındaki biyografiden uyarlanmıştır. 18.yy sonu, çok güzel ve büyüleyici Düşes Georgiana Cavendish, dönemin en etkileyici kadınıdır. Düşesliği, güzelliği ve karizmasına borçludur. Ancak yanlış politik hareketler, savurganlık, açgözlülük, kumar ve yaşadığı aşk onun itibarını düşürmüştür. Kendinden yaşça büyük, Devonshire Dükü ile evlenir. Bu evlilikle Georgiana moda ekolü haline gelir. Aynı zamanda kurnaz bir politikacıdır da. Ama Georgiana hala evliliğinde bulamadığı aşkı umutsuzca aramaya devam eder. 

Yukarıda kısaca belirtildiği gibi Devonshire Düşesi Georgiana Cavendish'in hayatını anlatan bir film bu.




Düşes, evliliğinde aşkı ararken kocasında, hiç karşılık bulamaz.






Düşes bir baloda yakın bir arkadaş edinir ama kocası ve edindiği yeni arkadaşı Leydi Bess Foster'ın sevgili olmalarıyla yanlış kişiyle evlendiğini bir kez daha kabul eder. Sonrasında ise asıl aşkı olarak gördüğü Charles Grey'le bir ilişki yaşamaya başlar.



Hatta yemek sırasında eşine bir teklifte bulunur; kısaca demek istediği şey ise "Sen benim ilişkime karışma, duygularıma saygı göster; ben de sizinkine karışmayayım, birbirinize olan sevgiyi anlayışla karşılayayım."

 Fakat dük "Ne anlaşması, kuralları ben koyarım sadece." der ve daha da ileriye gider...

Bu sahne filmdeki en yürek acıtan sahnedir bana göre... Ayrıca bu sahneyle birlikte izleyicinin Dük'e olan nefreti iyice depreşir. Yiğidi öldür hakkını yeme demişler; itiraf etmeliyim ki Dük'ü canlandıran Ralph Fiennes rolünün hakkını cidden iyi veriyor, o mimikler, o duygu geçişleri ve hisleri aktarışı mükemmel bence.





Çocuklarının hayatı için kendi hayatını feda edip aşkından vazgeçen düşes'e eşi iyi davranmaya karar verir. Ama ikisinin de mutlu mesut yaşayacağını düşünüyorsanız yanılırsınız; çünkü Dük ve Düşes sonunda boşanırlar ve Leydi Bess yeni Düşes olur.

Arada anlatmadığım birkaç olay da olmuştur fakat bu kadarı yeterli diye düşünmekteyim. Film kostüm açısından çok iyi, bütün bu fotoğraflar o yüzden bakmaya doyamadım desem yeridir. Ayrıca hemen şurada filmin bir eleştirisi yapılmış birçok noktaya değinilmiştir.


"There are three people in her marriage."




*fotoğraflar google görsellerden alıntıdır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...