31 Temmuz 2013 Çarşamba

Alison Weir - Dokuz Günlük Kraliçe

Damarlarında kraliyet kanı taşıyan Leydi Jane Grey'in ilgi uyandıran ve şok etkisi yaratan hayatını okurken özgürlük bilincini değişecek, kaderin varlığına inanacaksınız.

Hilekar bir babanın ve merhametsiz bir annenin kızı olan Leydi Jane Grey, adından çokça söz edilen büyük dayısı Kral VIII.Henry'nin ölümü ile yaşanacak çalkantılı dönemin tanığı olur. Erkek varisleri olmadığı için hayal kırıklığı yaşayan ailesi, zeki ve itaatkar olan Jane'i tehlikeli bir oyunda piyon olarak öne sürer. Fakat Jane'nin kuzeni, Kral VIII.Henry'nin varisi, Kral VI.Edward'ın zamansız ölümü planlarını bozar. Jane, birdenbire kendisini bir egemenlik mücadelesinin ortasında bulur. Gizli dünyasında kitaplarıyla başbaşa kalmayı tercih eden Jane, tahta geçmek gibi bir hırsı olmamasına karşın ihanet, entrika ve trajedi saçan ateş kasırgasının önde gelen ismi haline gelir.


İngiliz Edebiyatından kitaplar okumayı seviyorum, özellikle sürükleyici bir dille yazılmış ve hikayeleştirilmiş tarihi romanları...
Alison Weir'i ben yeni keşfettim.
Okuduğum ilk kitabıydı Dokuz Günlük Kraliçe.
Okdukça insanı hayrete sürükleyen o entrikalar, erkek çocuğa sahip olamayışlarını bir lanete bağlayıp kızlarını hiç düşünmeden kendi çıkarları uğruda feda eden Grey ailesi, Leydi Jane Grey'in yaşadıkları, Tudor Hanedanına dair bir sürü şey...
Kitabı elinizden bırakamayacaksınız.
Şu anda Alison Weir'in Leydi Elizabeth'ini okuyorum ve bitirmeme az kaldı. En yakın zamanda onunla ilgili düşüncelerimi de paylaşacağım burada.
Bol kitaplı bol okumalı günler...


Elie Saab {Fall/Winter 2012-2013 Couture}















İlhamınız bol olsun hanımlar!


*weddinginspirasi

{Rengarenk}







Bu eve baktıkça içim açıldı. 
Daha fazla fotoğraf için tık tık...



Erkekler ve Kadınlar

Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.
{Nisa Suresi, 34. Ayet}



30 Temmuz 2013 Salı

Kumaştan Tavşan Dikmece

Çocuklar için sağlıklı bir oyuncak, hem de el yapımı daha değerli.
Şurada gördüm.


Elie Saab Spring/Summer 2013 Couture Dresses












İşlemeler, danteller, güpürler, çiçekler, kadınsılık ve zerafet...



*weddinginspirasi

Passenger - Let Her Go


Tekrar tekrar, hiç bıkmadan bu şarkıyı dinlemek...
Mutsuzum blog son zamanlarda, hem de çok...
Ne kadar mutluluk oyunu oynasam da boşuna sanırım...
Çok takıyorum ben kafama işte, olmuyor...
Neyse, haydi bu şarkının keyfini çıkaralım.


Well you only need the light when it's burning low
Işığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın


Only know you've been high when you're feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you're missin' home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
And you let her go
Gitmesine izin verdiğinde


Staring at the bottom of your glass
Camının dibinde bakakalırsın
Hoping one day you'll make a dream last
Ve bir gün bu rüyanın uzun süreceğini umarak
But dreams come slow and they go so fast
Ancak rüyalar yavaş gelir ve hızlı giderler

You see her when you close your eyes
Onu, yalnızca gözlerini kapattığınde görürsün
Maybe one day you'll understand why
Belki bir gün nede olduğunu anlarsın
Everything you touch surely dies
Dokunduğun herşey elbet bir gün ölecek

But you only need the light when it's burning low
Ama ışığa, yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

Only know you've been high when you're feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you're missin' home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
And you let her go
Gitmesine izin verdiğinde

Staring at the ceiling in the dark
Karanlıkta tavana bakaduruyorsun
Same old empty feeling in your heart
Kalbinde o eski bilindik boş his
'Cause love comes slow and it goes so fast
Çünkü aşk çok yavaş gelir ve hızlı bir şekilde gider

Well you see her when you fall asleep

Onu, uyuyakaldığında görürsün
But never to touch and never to keep
Ancak hiç dokunmaz hiç tutmazsın
'Cause you loved her too much
Çünkü onu o kadar sevmişsindir ki
And you dived too deep
Derinlere dalmışsındır

Well you only need the light when it's burning low
Işığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

Only know you've been high when you're feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you're missin' home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin
And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin
And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin

Cause you only need the light when it's burning low
Çünkü yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

Only know you've been high when you're feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you're missin' home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

Cause you only need the light when it's burning low
Çünkü ışığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

Only know you've been high when you're feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you're missin' home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın

And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin



C. W. Gortner - Son Kraliçe


Kastilya Kraliçesi Juana, ülkesinde tahta geçecek olan son İspanyol asıllı kraliçe, yüzyıllar boyunca çarpıcı mitlere konu olan gizemli bir şahsiyet olmuştur. Kocasını kaybettikten sonra deliye döndüğüne dair efsanenin yoksunluk içindeki dulu muydu yoksa tarih zamanının ötesinde bir kadını yanlış mı değerlendirmişti? C. W. Gordner bu romanda, Kraliçe Juana mitlerine meydan okuyup onu saran esrarı çözerek daha henüz anlamaya başladığımız cesur ve kararlı bir kadın ortaya koyuyor.

İspanya Kraliçesi İsabel ve Kral Fernando'nun üçüncü çocuğu olan Juana ailesinin amansızca krallıklarını birleştirme mücadelesinin ortasında doğdu, Granada'nın düşüşüyle Kolomb'un keşiflerine tanıklık etti. On altı yaşındayken, tıpkı en küçük kardeşi Aragon Prensesi Catherine'in VII.Henry'nin eşi olmak üzere İngiltere'ye gönderildiği gibi ailesinin İspanya'yı güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak Flandra Arşidükü Philip'le evlendirildi ve Flandra'ya gönderildi. Juana, Habsburg İmparatorluğu'nun tek varisi olan genç ve yakışıklı eşinde beklenmedik bir aşkı ve tutkuyu buldu. İlk başta, çocukları ve Flandra'daki yaşamından memnundu. Fakat trajedi patlak verip İspanya tahtını miras aldığı zaman Juana kendini kocasına karşı bir güç savaşı içine düşmüş buldu ve bu savaş Avrupa'daki baş monarkları da içine katarak büyüdü. Zekası ve gururu kendisine karşı bir silah olarak kullanıldı ve Juana her şeyine mal olsa bile kraliyetini güvenceye almaya ve İspanya'yı yıkımdan kurtarmaya yemin etti.

Kendisine hayran bırakan ve yaşadıklarıyla an be an insanı şaşırtan bir kraliçe Deli Juana. 
Eğer İspanya tahtının varisiyseniz kime güveneceğinizi bilemezsiniz, en yakınınıza bile. 
Ve kendinizi bir anda akıl almayacak entrikalarla dolu bir mücadelede bulabilirsiniz. 
 Yazımı iki yılda tamamlanan "Son Kraliçe" ayrıntılarla dolu ve Deli Juana olarak tarihe geçse de bir kadın olarak verdiği mücadele ve hisleri etkileyici bir şekilde yansıtılmış okunası bir kitap.


29 Temmuz 2013 Pazartesi

Hayal Kurmak

Hayal kurmak, imkansız görünen özgürlüğün gerçekleşmesidir.


*fotoğraf: deviantart.com (by michaelthien)

Haydi Takılar Düzene Girsin!

 Takılarınızın dağınıklığından karmaşasından şikayetçiyseniz ve düzen delisiyseniz size farklı iki alternatif sunuyorum :)

Dantellerimizi artık farklı bir amaç için de kullanabiliriz.


Julie Garwood - Gelin

Yeri geldiğinde kıkır kıkır güldüğüm ve bazen de duygusal moda girdiğim harika bir kitap!
Hemen şurada konusu anlatılmış.
Bayılıyorum Julie Garwood kitaplarına.
Okuyun, okutturun :)


28 Temmuz 2013 Pazar

{Çadır Dekorasyonu}






Ahh, böylesi bir çadırda masallardaki gibi yaşamak...



*kaynak

Peter Prange - Son Harem

Kütüphanede ilgimi çekmişti kitap ismiyle. Arkasındaki yazıyı okudum, hımm güzele benziyor dedim. Başladım okumaya. Ama kitap gitmiyor bir türlü. Ya sabır diyorum her okuduğum cümlede. Hadi diyorum, devam et okumaya ama olmuyor olmuyor olmuyor. Neden? Çünkü Osmanlı Padişahlarından 2.Abdülhamit Han öyle bir anlatılıyor ki!!! Gerçekten hiç bilmeyen birisi olsa der ki "Iyy ne kadar kötü bir imparatorlukmuş Osmanlı. Ne kadar keş (her yönden), akılsız, düşüncesiz, hiçbir şey yapamayan, hiç bir şeye tek başına karar veremeyen...vs. (siz buraya tüm kötü şeyleri sıralayıverin bir zahmet) bir padişaha sahipmiş." Ayrıca 2.Abdülhamit Han'ın sadece bir tane erkek çocuğu olduğunu yazıyor kitap, adı da Bülent (imiş). Çocuğun annesiyle bir karar almışlar başka bir çocuk doğmaması için, sadece o kadından değil bütün kadınlarından çocuğu olmayacakmış, karar öyleymiş (!). Sadece ben mi böyle hissettim bilmiyorum ama okudukça içime gururuma dokundu, tekme tokat bana dalmışlar gibi hissettim. Bizim tarihimizle (bütün Osmanlı İmparatorluğu tarihiyle ve padişahlarıyla) hiç mi hiç alakası yok.

Kısacası; Okumayın, Okutturmayın!

Meraklısına; şurada kitabın arka kapağında yazanlar var...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...