21 Mart 2015 Cumartesi

Mim: Favori Kitap Ayraçlarınız

Yeni bir mim başlatıyorum kızlar :)
Sizi bilmem ama seviyorum ben mim olayını, eğleniyorum işte :)
Kitap okumayı sevenlerin zevkle yapacağını düşünüyorum.
Umarım yanılmam tabi...
Başlıktan da anlaşıldığı üzere mimimizin konusu şu: "Favori Kitap Ayraçlarınız" neler?
Haydi paylaşın benimle :)
Varsa hikayeleri onları da paylaşın :)

Blog arkadaşlarım bu mimi yaparlarsa çok sevineceğim :)
Bu arada istediğiniz kadar kişiye gönderebilirsiniz, sınırlama yok.
Bir de benim ismini yazmadığım blogcanlardan da "Aaa ben de yapmak istiyorum." diyenler olursa ve yaparlarsa daha da mutlu olurum tabi ki :)
Sosyal mesajımı da vereyim: "Yaşasın kitap okumak!"


20 Mart 2015 Cuma

Seviyorum Kar'ı...

Biliyorum çoğu kişi sevmez, sonbaharı ve kışı.
Oysa ben özledim karın bizlere sunduğu muhteşem manzarasını seyretmeyi.


18 Mart 2015 Çarşamba

Rachel Harris - Benim On Altıncı Yüzyılım

Gençlik romanlarından biri.
Yani benim yaşıma pek hitap etmiyor.
Ancak kafamı dağıtmak için seve seve okudum :)
Serinin ilk kitabı bu.
İkincisini bulsam onu da okurum ne yalan söyliyim :)


“On altıncı yüzyıl ile modern dünyanın zekice bir kurguyla iç içe geçtiği Benim On Altıncı Yüzyılım, okuru daha önce deneyimlemediği, keyifli bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.”

Küçük yaşlarda anne-babası ayrılan, ardından annesinin onu terk etmesiyle ailevi bağlara inancı kalmayan Cat, insan ilişkilerinde başarısız bir genç kızdır. Kendisiyle yakınlık kurmak isteyenlere karşı mesafeli duran, aynı zamanda aşka duvar örmüş biridir. Ta ki babası ve babasının hiç hoşlanmadığı nişanlısıyla çıktığı Floransa tatilinde tanıştığı, doğaüstü güçlere sahip bir Çingene onu 16. yüzyıl İtalya’sına gönderene kadar…

Zamanda yaptığı bu yolculuk sırasında tanıştığı birbirinden ilginç insanlar ve yaşadığı olaylar sayesinde hayata bambaşka pencerelerden bakmaya başlayan Cat, Rönesans İtalya’sındaki macerasına son verip modern yaşantısına dönmeyi başarabilecek midir?

“Merak uyandıran fantastik bir kurguyla yazılmış ve bunu okuyucunun hayal gücünü yormadan gerçekleştirmeyi başarmış olağanüstü nitelikte bir ilk roman.”
The New York Times

“16. yüzyıl ile modern dünyanın zekice bir kurguyla iç içe geçtiği Benim On Altıncı Yüzyılım, okuru daha önce deneyimlemediği bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.”
USA Today

“İlham veren karakterlerle donatılmış, Harris'in esprili üslubunu konuşturduğu oldukça eğlenceli ve fantastik bir roman.”
Publishers Weekly   




16 Mart 2015 Pazartesi

Halatlı Yatak

Beğendim ben.
Gözüme oldukça farklı geldi.
Kışın, kar veya yağmur yağarken, şömine karşısında kitabım ve battaniyemle tembellik yapasım geldi burada.
♣♥♣




♥ Sevgililer Günü Hediyelerim ♥

Gecikmiş bir post daha :)
Üzerinden bir ay geçmiş tabi.
Ups..
Özel günler tabi ki tek bir güne indirgenemez.
Tek bir günde sevgi belli edilmez.
Her gün gösterilmeli söylenmeli sevgi.
Ancak o özel günler de es geçilmemeli tabi :)
Şubat 14'de henüz İstanbul'a gelmemiştim, yani atamam yapılmamıştı.
O yüzden Midyat'ta evde pineklerken kapı çaldı, elime bir paket ulaştı.
Sevdiceğim hepsiburada.com'dan Burberry'nin parfümünü almış :)
Tabi ben mutluluktan 32 diş moduna geçmiştim :)
NOT: Parfümün sevgililer gününde alınmayacak basit bir hediye olduğunu da, karşındakine değer vermediğinin bir göstergesi olduğunu da düşünmüyorum. Bence hediyenin basiti de yoktur.  Belki de karşındaki kişinin duruşuyla niyetiyle alakalıdır.
Ardından yarım saat geçmişti ki kapı bir daha çaldı: Bir çiçek.
Benim düşünceli kocacım♥ çok sevdiğim gülleri de göndermeyi ihmal etmemiş tabi.
32 diş modundan bulutların üstüne çıktım anında tabi :)
Aşk anlatılmaz, yaşanır...


15 Mart 2015 Pazar

Sürpriz Damatlar{2014} ile Nabrut'a Misafir Yazar Oldum!




Fransız filmi mi?!.
Yooo!!
Hayııırr!!
Sıkıcı, soğuk, eğlencesiz, durağan...
Kısacası benim gibi Fransız filmlerine karşı önyargısı olanlardan mısınız?  
Bu önyargınızı kırmanın vakti geldi o zaman:
 Sürpriz Damatlar!
Sıcak, eğlenceli, akıcı, keyifli...
Filmle ilgili geri kalan düşüncelerimi okumak istiyorsanız Nabrut'a ışınlanmanız lazım acilen :)
Çünkü bu haftanın misafir yazarı benim kızlar!



Düzenli Eşarp

Hazır eşarplarımı düzenlemişken ve bu düzeni bozmamışken paylaşayım istedim.
 
 
 


12 Mart 2015 Perşembe

Derine En Derine

 Biliyorsunuz yeni favori dizim Aşk Yeniden.
Aşk Yeniden'in yeni bölümünde kopmama vesile olan sahneyi paylaşmak istiyorum.
Evet dayanamadım!

Derine, enn deruneee! :))




Boncuktan Bileklik

Batman'daki öğrencimin vermiş olduğu masumane bir hediye.
El emeği.
Kıymetli.
 Kullanmasam da saklıyorum hatıra olarak.





11 Mart 2015 Çarşamba

Soğanlı Maydonozlu Omlet

Bu aralar fena taktığım omletin nasıl yapıldığını paylaşacağım sizinle kızlar.
Aslında herkesin bildiği bir omlet tarifi.
Ama bloğumda bulunsun değil mi :)
Malzemeler:
* 2-3 adet yumurta
* 1 adet soğan (ben mor soğan kullandım)
* Yarım demet maydonoz
* Sıvıyağ
* Tuz
Yapılışı:
Soğanları ince ince dilimliyoruz, tıpkı yemeğe katacakmışız gibi.
Sonra tavamıza sıvıyağı döküp üzerine soğanları ekliyoruz ve soğanın acısının çıkmasını bekliyoruz.
Bu arada maydanozları ince ince dilimliyoruz.
Doğradığımız maydanozları soğanın üzerine ekleyip ikisinin de yumuşamasını bekliyoruz.
Sonra yumurtaları kırıp tuzunu ekliyoruz.
Afiyet Olsun!




10 Mart 2015 Salı

Miss Granny {2014}








Yönetmen: Hwang Dong-Hyuk
Yapım: 2014 - Güney Kore
Tür: Fantastik, Dram, Komedi, Müzikal
Konusu:
Oh Mal-soon, küfürü seven yetmiş yaşlarında bir bayandır. Oldukça üzgün olduğu bir gece yürüyüşe çıkar ve kendini "Gençlik Fotoğraf Stüdyosu"nda bulur. Vitrinde gördüğü Audrey Hepburn ona gençliğini hatırlatır. Cenazesinde kullanılabilmesi için ardında herkesin kendisini güzel hatırlayabilmesi için vesikalık çektirmeye karar verir. Ve ta-daaa: Eski bir anneannenin yerine genç ve güzel bir bayan haline gelmiştir! Yirmi yaşındaki 'Audrey' olur ve zamanını iyi kullanmaya karar verir...
Film 124 dakika sürüyor. Fantastik bir içeriği var ama eğlenceli de aynı zamanda.
Tabii yer yer duygusala da bağlamıyor değilsiniz.
Sadece ben de beğenmemişim üstelik, bakınız Nabrut'un yazısına :)


9 Mart 2015 Pazartesi

Nazan Bekiroğlu - Cümle Kapısı

Deneme yazısı okumayı sevmiyorum.
Nazan Bekiroğlu'nun üslubunu seviyorum.
Çelişkili durumu ortadan kaldırıp aldım kitabı.
Akıcı bir dil.
Hiç sıkılmadım.
Aksine çok bilgilendim.
İlgi çekici o kadar güzel şeyler, detaylar öğrendim ki.
Ödül almayı hak etmiş bir kitap gerçekten.
 
 
Arka kapağında yazanlar ise şunlar;

"Kelimeyle değil, cümleyle düşündüğümü fark ettim ben. Muhal farz bile olsa "Her şeyi özetleyecek bir cümle" tutkum, mana birimimin cümle olmasından. Karmaşık cümlelerle konuşmayı sevmem, öyle düşünmemden. Başka türlü anlatamıyorum, bu yüzden mazurum ben.

Faturaların, makbuzların, ihbarnamelerin arkasına.

Mektup zarflarının, davetiyelerin, program kartlarının boşluklarına.

Peçetelerin üzerine.

Kitapların, kenar sularına, kapak içlerine.

Defterlerin, sayfaların değil kıyılarına köşelerine.

Yazılıp da bırakılmış; bilinç kendine bile hırsız, kim bilir bazıları hatırlanmış da sonradan unutulmuş bunca cümleyi bir yerlerden bulup da çıkarmam. Burada böyle bir kapı açmam.

Cümle Kapısı: Kalbin Kapısı.

Sonra, sebebi malûm sırrı meçhul, yani bana muamma, tutup bu kapıyı kapatmam.

Eğer beni okuyanla paylaşım isteği ve daha yakından tanışma beklentisinden değilse, defterimde kalan cümleden kurtulma isteğimden.

Bir şey değil, yeni bir şey söylemek için."
 


8 Mart 2015 Pazar

8 Mart 2015

Geçen seneki kadınlar gününde kızlarla birlikteydik.
İlk kez hep birlikte Midyat'ı keşfe çıkmıştık.
Sonrasında Sadık Künefe'de ödüllendirmiştik kendimizi.
Bu sene İstanbul'dayım.
Sevdiceğimle kocacımla birlikte♥

Herkesin kadınlar günü kutlu olsun!



 

7 Mart 2015 Cumartesi

Hoşbuldum ♥ :)


"Hoş geldin" hediyem.
♥♥♥
 
 
 
 


6 Mart 2015 Cuma

Bundan Sonra Artık @ istanbul

Kızlar artık ben de İstanbul'dayım.
Eşimin yanında, evimde.
Yeni okulum hayırlı olsun :)
 




Kapadokya'da Balayı: Son Söz {Part-11}

Siyah Tayt Giyen Kız'ın da söylediği gibi yılan hikayesine dönen bir balayı postu hazırladım :)
Baya da uzun oldu kabul ediyorum.
Ama sizi baştan uyarmıştım :)
Neyse ki Kapadokya'ya gitmiş kadar oldunuz diye tahmin ediyorum :))
Neyse efenim.
Kapadokya'ya balayına ya da gezmeye giderseniz neler yapmanız gerekiyormuş onu toparlıyım.
Söz bak başka balayı postu yok :))
 
Öncelikle Karlık Evi'nde kalıyorsunuz, çünkü sevdicekle kalınması gereken harika bir yer
 
Tabi ki de balona mutlaka binilmeli!
Harika bir deneyim.

 Dağ tepe bayır demeden gezilecek görülecek her yere gidin.

 Testi kebabı yemeyi ihmal etmeyin.
Tabii napıyoruz siparişimizi önceden veriyoruuuzz :)
 
Kapadokya'yı size hatırlatacak ister büyük ister küçük bir parçayı Sır Küpü'nden alıyoruz.
 
 
The Son!
:)
 
 
 


5 Mart 2015 Perşembe

Stephanie Lehmann - Aynadaki Ben

Yaşamlarımız arasında bir bağ olabilir mi acaba?
O eski bavulda saklanmış günlükten, yüz yıl önce yaşamış hırslı ve kararlı bir kadının hayatı çıktı. Onun, tepetaklak olan hayatının harabelerinden azmi sayesinde sıyrılıp, yepyeni şeyler kurma çabasını okudukça yıllar önce yaşamış o kadından sandığım kadar uzak olmadığımı anlıyorum.
 
"Bir yüzyıl arayla New York'ta yaşayan iki kadının iç içe geçmiş hayatları üzerinden anlatılan kader, mücadele ve irade gücüne dair merak uyandıran bir hikaye. Bu sezgileri güçlü, büyüleyici ve bütünüyle eğlenceli hikayede, geçmiş ve bugün beklenmedik biçimde birbirine karışıyor."
{Khaled Hosseini-Uçurtma Avcısı kitabının yazarı}
 
 


Kapadokya'da Balayı: The House of Memories {Part-10}




Kapadokya'dayken keşke dediğim tek bir şey var:
Testi Kebabı yiyemedik ya biz!
Uçhisar'daki The House of Memories'i son günümüzde keşfettik biz.
Testi Kebabının ünlü olduğunu öğrenince yemek istedik tabi hemen doğal olarak :)
Ancak bir gün önceden sipariş vermek lazımmış.
Biz bunu öğrenince bir anda üzüntüye boğulduk tabi.
Nasip...
Testi kebabını yiyemedik ama sacda kavurma yedik mis gibi.
:)
Yolumuz yine buralara düşer de deneyebiliriz inşallah Testi Kebabını.
Sizin aklınızda bulunsun, önceden sipariş vermeniz lazım eğer yemek istiyorsanız; çünkü yapımı oldukça uzun sürüyor-muş.
 
 
 


3 Mart 2015 Salı

♥ Aşk Yeniden ♥







Favori dizim artık Aşk Yeniden...
En azından sıkılana kadar.
Malumunuz bendeniz hiçbir diziyi sonuna kadar izleyememiş, çabuk sıkılmışımdır.
Aşk-ı Memnu, Kuzey Güney ve Kayıp Şehir hariç.
Şu anda en eğlenceli dizi bu nazarımda :)
Keyifli vakit geçirmek istiyorsanız salı günleri Fox TV'de sakın kaçırmayın derim ;)
 
 






Kapadokya'da Balayı: Uçhisar & Uçhisar Kalesi {Part-9}


Burası Uçhisar'ın yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olduğu çarşısı.
Bir de aşağı kısımdaki ana çarşı var ki orada daha çok yerli halk bulunuyor. 







Daha önceden dediğim gibi nazar boncukları her yerde karşınıza çıkabiliyor.

 Uçhisar Kalesi'ne girişte müze kart geçerli değil ne yazık ki.
Tam 6TL, Öğrenci 3 TL
 
Merdivenlerden soluğunuz kesile kesile çıktıktan sonra (ya da ben yaşlandım artık o yüzden benim soluğum kesildi, sizin kesilmeyebilir :p) oldukça kalabalık bir turist topluluğu ile karşılaşıyorsunuz.
Herkes gün batımını kaleden izlemek ve harika fotoğraflar çekmek için gelmiş oluyor.

Uçhisar Kalesi'nin zirvesi aynı zamanda bölgenin panoramik seyir noktasıdır.
Zirvede Bizans Dönemi'ne ait basit kaya oyma mezarlar bulunmaktadır.
 
 
The top of the citadel provides a magnificent panorama of the surrounding area.
Simple Byzantine graves, cut from the rock can be seen here. 

Ürgüp, Ortahisar ve Uçhisar gibi kalesi olan yerleşimlerde savunma amacıyla çevreye uzanan uzun tünellerden bahsedilmektedir.
Fakat bu tüneller yer yer çöktükleri için bugün esrarını hala korumaktadır.
 
It is said that in towns with citadels, tunnels run from the citadels to the valley floors.
There were built for defence and escape purposes, but are hardly visible now due to collapse and erosion. 
 
 
 
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...