30 Aralık 2016 Cuma

Allah'ın Hikmeti

Yıl 2015...
Mevsimlerden ilkbahar...
İstanbul'a yeni tayinim çıkmış, gelmişim sevdiceğimin yanına ama evim Anadolu Yakası'nda İstanbul'un doğusu.
Okulum karşıda, Avrupa Yakası'nda, İstanbul'un göbeği-merkezi-batısı...
Yolum uzun, günde sabah yer altından giderek ve tabanvayla hız yapıp insan kalabalığı engellerini aşarak 2 saatte okuluma gidiyorum; dönüşte ise malum akşam trafiği 3 saatte eve geliyorum.
Şehir değiştiriyorum resmen her gün!
Ama bu yolların hakkını yemeyeyim, sayesinde tüm ulaşım araçlarını kullanmayı öğrendim :)
Neyse...
Bu fotoğrafı çektiğim gün de, okuldan o kadar sinirle çıktım ki, tepemden dumanlar tütüyor resmen.
Vücudum sinirden titriyor.
Başım çatlayacak derecede ağrıyor.
Ömrü hayatımda hiç o kadar sinirlenmemişim.
Eminönü İskelesi'nden Kadıköy'e geçmek için bekliyorum vapuru.
Dalgınca bakıyorum denize.
Çok kalabalık da değil henüz.
Yanıma bir beyefendi yaklaştı, babam yaşında.
Sakin bir ses tonu ile yumuşakça dedi ki "Kızım denizdeki yunusları gördün mü? Nasıl da dışarıya çıkıyorlar. Bak ne kadar güzeller." Bir taraftan da işaret ediyor, bak şurada diye.
İnanır mısın blog, o an bende hiç sinir minir kalmadı.
Baş ağrım desen geçti gitti.
Gülümseyerek beyefendiye "Teşekkür ederim, gördüm. Gerçekten çok güzeller." dedim.
Yüzümde tebessüm ile izledim bir süre yunusları, sonra da vapura bindim.
Demem o ki blog, meğer ben o zaman hamileymişim de bilmiyormuşum.
Söyle şimdi bakalım, bu yaşadığım Allah'ın bir hikmeti değil de nedir Blog?





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...